“Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk. Hiçbir yere gitmiyor.”

Yirmili yaşların sonunda ve daha büyük olanlar hatırlarlar. Küçükken en sevdiğim oyuncağım buydu. Pembeden maviye, sarıdan turuncuya geçen rengarenk bir şeydi. Geçenlerde oturup düşündüm bunun adı neydi, neden en çok bunu seviyordum diye. İnternetten adına baktım stres yayı yazıyor, canım sıkıldı daha havalı, tatlı bir isim bekliyordum.

Sonra çıkıp oyuncakçılarda aramaya başladım ve bulup aldım. Otobüse binmek için durakta bekliyordum bir yandan da elimde oyuncağımı evirip çeviriyordum. Tanıyanlar bilir, genelde duraklarda garip insanlarla ve komik olaylarla karşılaşırım anlatınca nereden buluyorsun bu olayları derler.

Neyse durakta beklerken bir teyze geldi yanıma oturdu. “Elindeki ne güzelmiş. Komşumuzun yetim çocukları var bundan istemişler, ağlamışlar ben de onlara alacaktım” dedi. Nereden aldığımı söyledim. “yaşlıyım işte nasıl gidip bulayım” dedi. Israrla durup durup yetim sevindirmek de sevaptır dedi. Başka zaman olsa al bunu çocuklara ver derdim. ( Bir ara bütün çocukları ve çocukluğu kurtarmak gibi hayallerim vardı. Dünyada ki bütün çocuklara ulaşıp bir şey söylemek istiyordum.) Sonra düşündüm, şimdiki çocuklar böyle bir oyuncak için neden kavga etsin? Hem neden ısrarla bunları söyleyip duruyor? Tavrı hiç samimi gelmedi. Saniyeler içinde kendimi kötü kalpli olmakla suçladım ama oyuncağını vermek istemeyen bir çocuğu dinleyip karar verdim. Niyetini anlayınca bir şey söylemedim sonra otobüse binip gitti.
Az önce ne yaşadım diye düşünürken durum daha komik geldi. Bu yaşımda elimden oyuncağımı alacaklardı 🙃 ama oyuncağımı vermedim. Belki de bütün çocuklara ve çocukluğa söyleyeceğim önemli söz budur; OYUNCAĞINIZA SAHİP ÇIKIN 🌸

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir