İnsan bir mezar taşı görene kadar öldüremiyormuş içindekini.

Uzun zaman sonra kalabalığa karışabildiğimiz bir bayram oldu. Bazı şeylerin kıymetini ondan mahrum kalınca daha iyi anlıyoruz. Sorular sorup cevaplar buluyoruz.
İki senedir öyle ama son bir sene çok garip geçti benim için. İnsanlara duyduğum ihtiyaç, uzaklaşıp bireyselleşmek bunların hepsi esip esip dağıttı. Hem sevinçten uçtuğum hem içinde kaybolduğum her şey iç içe geçti. ( Bir sene içinde en çok bu besteyi dinlemişim onu fark ettim) Herkes kadar yoruldum. Taziyesine bile katılamadığım yasını yaşayamadığım bir kaybımın mezarını ziyaret ettim aylar sonra. İnsan bir mezar taşı görene kadar öldüremiyormuş içindekini. Herkesin benimle birlikte baştan bir yas tutmasını ummuşum belli ki; insanların kayıtsız, unutmuş tavrı canımı sıktı, ona dair iki söz söylenir anılardan bahsedilir sandım ama kimse yapmadı. Birlikte olmak dediğimiz şeyin aynı zamanda yapayalnız olmaya katlanmak olduğunu her seferinde biraz daha anlıyoruz.

Bayram gibi önemli günlerin klişeleri vardır; küsler barışır, her şey tatlıya bağlanır, ölüm var belki seneye çıkamayız diye bir türkü tutturulur. Küçükken beğenirdim bu tavrı, ikinci bir şans telafi gibi gelirdi. Şimdi en çok da buna gülüyorum. Kırabilmek bu kadar kolayken affetmek için ya da af dilemek için bayramları bekliyoruz. Benim için iki yüzlü bir kaçıştan başka bir şey ifade etmiyor. Yine de insanlarla yaşıyoruz bir şekilde.

Benim için bayram doğayı izlemek sanırım, arka tarafta koşuşan tavuklar, cıvıltılarıyla konser veren kuşlar, sağa sola gidip gelen diğerlerine seslense de kendi kendine rahat eden bir ayağı aksayan kara keçi. Sizin de bayramınız kutlu olsun 🌸

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir