“O kadar çok toprak değiştirdim ki dallarımın nerede yeşereceğini hiç bulamadım,” dedi. Hikaye tamamlandı, bahçenin kapısı aralandı, kelimeler varacağı noktayı tek atışta buldu. Olgunlaşmak ne renk diye sorsam hemen bir cevap bulabilirdim ama pembeli, morlu, çilekli, elmalı dalları düşündüm. Bazen cevabı buluruz sonra soru gelir aklımıza. Kendi rengini bulmak için de önce yeşermek gerekiyor sanırım. İddiasız, sade bir yeşil.
Filmin en can alıcı yerinde soruyor çocuk “Önemli olan ölmek değil, ölüm anında ne yaptığınızdır. Renee, siz ölürken ne yapıyordunuz? Sevmeye hazırlanıyordunuz.”
Hazırlanmak; sevmeye, bulmaya, bırakmaya, gitmeye ya da kalmaya. Toprağını bulana kadar hazırlanıyor bütün çiçekler. Yeşili iyice koyulaşıyor, morarıyor, siyahlaşıyor. Pembesini bulduğu an hızlı bir rüzgar o küçük, ince dalı alıp götürür mü bilinmez. Siz iki ihtimali de düşünün, cevabınız kendi sorunuzu sorduracaktır.
Bir yanıt yazın