Bana yaklaştığında korkuyorum, kaygılanıyorum, uzaklaşmak istiyorum hatta çocuk gibi ağlıyorum. Ya yanıma gelirsen, zıplarsan, tırmalarsan. Hem yaklaşıp sevmek istiyorum hem ölümüne kaçıyorum. Senin de benden korktuğunu biliyorum ama benim korkularım daha büyük geliyor.
Sonra bakıyorum ki sadece seninle değil. Bütün dünyayla iletişimim böyle. İhtimaller, korkular, öfke, kırgınlık, sevgi ya da merak. Her şey karşıdakine yüklediğin anlamdan ibaret. Esas meselenin kendimle ilgili olduğunu anlayınca senin de yakanı bırakıyorum.
Bazen sayfalarca yazmak, günlerce konuşmak istiyorum. Anlatmam gereken önemli bir şeyler varmış gibi. Ancak böyle ifade edebilir mişim gibi. Sonra bir cümle görüyorum;
“Sen bana böyle hissettirmiyorsun, ben en iyi böyle hissetmeyi biliyorum. Ve seni bununla suçlamayı…”
– Bir şarkı, Hüsnü Arkan’ da aynısını söylüyor.
“İçinde bir sen bulursun, büyümüş anlamış yorgun
Ah aman aman küçüğüm, bu yol sana gidiyor.”
Bir yanıt yazın